Evimin salonunda çok sevdiğim kadınlarla bir aradayım. Herkes çocukluğundan bahsediyor, anılar saçılıyor ortaya. Bir yandan peynir tırtıklayıp bir yandan büyük ananemle olan fotoğrafıma üzümler işliyorum. İşte Sungirl Club’ın ikinci etkinliği tam olarak böyle geçti. Rüya gibiydi.
Sungirl Club’ı ilk buradan duyurduğum için yine buradan neler olduğunu size de anlatmak isterim. Mayıs ayında ilkini bu ay da ikincisini gerçekleştirdiğim Sungirl Club bana gerçekten çok iyi geldi.
Aslında bu iyileşme sürecimin bir parçası. Uzun bir yolun sonuna doğru doğan güneş. Yaratıcığımla aramdaki bağın koptuğunu uzun bir süre görmezden geldim. “Halledilir, geri dönülür, dur önce şunları da halledeyim de bakarız” dedim. Ama sonrasında bunun beni ruhsal olarak ne kadar etkilediğini yadsıyamaz hale geldim. Ben bu farkındalığa gelene kadar içimde işler baya karışmış, tüm sistemim alt üst olmuştu. O yüzden uzun süren bir iyileşme sürecine girdim. Bir şeyleri yoluna koymaya, bana neyin iyi neyin kötü geldiğini anlamaya başladığımda da bu sürece sevdiğim diğer kadınları dahil etmek istedim. Bana ilham olan, destek veren, varlığıyla rahatladığım kadınlar. İşte Sungirl Club bu şekilde doğdu.
Bir süredir çiçekler topluyorum. Yabani buketler yapıyorum. Onların hepsi aslında Cyanotype içindi. Bu yöntemle tanıştığımda adeta aşık olmuştum o yüzden ilk etkinliği onun üzerine kuracağım kesindi. Üniversite zamanlarımda en sevdiğim keki pişirdim. Çikolatalı portakallı kek. Küçük Kurabiye Dükkanına buradan selam olsun. 6 kadın bir araya geldik. Hepsi benim için ayrı ayrı önemli kadınlar (çok seviyorum sizi). Önce benim yazdığım sorular çerçevesinde çocukluğumuz hakkında yazdık. Hatırlamadığımız detaylar, anlar, ortaklıklar çıkmaya başladı. Sonra kuru çiçeklerden kompozisyonlar yapmaya başladık. İnanılmaz şeyler çıktı ortaya. Zaten o mavi sizi nasıl büyülüyor anlatamam. Günün sonunda heyecanım hiç bitmemiş ama dinlenmiş bir haldeydim. Onların da üzerinde aynı hisler olması çok iyi geldi bana. Etkisi uzun süre gitmedi üzerimden.
Heyecanım bitmeden hemen ikinci etkinlik için planlar yapmaya başladım. Aklımda olmasını istediğim iki şey vardı: nakış ve peynir. Damla’nın etkinliğine kışın gitmiştim ve çok keyif almıştım. Hafızayı İşlemek adı altında fotoğraflara nakış yapıyor ve onlara yeni bir hayat veriyor adeta. Bu etkinlik için bana eşlik etmeyi kabul etti ve böylece etkinliği çocukluk fotoğraflarımız üzerine kurgulamaya başladım. Öncesinde yapacağımız yazı çalışmalarını da fotoğraf, hafıza ve çocukluk üzerine planladım.
Gelelim peynire. Hayatta en sevdiğim şeylerden biri. Gather & Graze, hem başından sonuna tanık olduğum için hem de tatma fırsatı bulduğum için çok şanslı hissettiğim bir girişim. Sungirl Club katılımcılarının da bu şansa erişmesini istedim ve Cemre de adeta sanat eseri gibi olan peynir sunumu ile geldi. Hollanda’dan ve Balıkesir’den getirdiği peynirler ve eşlikçilerle etkinliği bir başka seviyeye taşıdı.
Sungirl Club’da istediğim şey aslında hepimizin kendini tekrar çocuk gibi hissetmesi. O pervasızlık hissi, yaratırken performans kaygısı taşımadığımız yıllar, negatif düşüncelerden ve eleştirilerden uzak hallerimiz... O yüzden etkinliğe bol bol çocukluğumuzu hatırlayarak, konuşarak, paylaşarak başlıyoruz. Baştan da söylüyorum “beceremedim, olmuyor, yapadım” gibi kelimeler yok. Çocukken evcilik oynarken “bu ütü gibi olmadı beceremedim evcilik oynamayı bile beceremiyorum” diyor muyduk? Alıp başka bir nesneyi ütü niyetine kullanıp oyunumuza devam ediyorduk.
Sungirl Club için çok hayalim var. Kendi hızımda hepsini gerçekleştireceğime inanıyorum. Buradan tekrardan Sungirl Club’a gelen 13 kadına çok teşekkür ederim bu sürecime dahil oldukları ve heyecanıma ortak oldukları için.
Ben çocukluğumu mekanlar ve büyüklerim üzerinden anmayı seviyorum. Herkesten çocukluk fotoğrafını yollamasını istediğimde baktım ben hep yanımda biri olan fotoğraflarımı seçmişim. İki fotoğraf arasında kararsız kaldım ama en sonunda işlemek için bu fotoğrafı seçtim. Üzümanane’nin asıl adı Nuriye. Annemin ananesi. Kafkas genlerim kendisinden geliyor. Bana üzüm dediği için kendi adı Üzümanane kaldı. Gençliğinde yolda yürürken insanlar dönüp iki kez bakarmış güzelliğine. Böyle bir hikaye anlatıldığını hatırlıyorum :) İki üzüm olarak fotoğrafımıza üzümler işlemek istedim. Unutulmaz bir fotoğraf daha da unutulmaz bir hale geldi.
Belki aranızda zaman ayırıp yazmak isteyenler olursa etkinliğin başındaki yazı çalışması sorularını buradan size de yöneltmek isterim.
1. Çocukken fotoğrafının çekildiği bir anı hatırlıyor musun? O anı tarif edebilir misin?
2. Fotoğraf karesi olarak hatırladığın bir çocukluk anın var mı? (Bu soruda herkes daha çok video kaydı gibi dedi o da olur). Renkler, hisler, kokular her şeyi yazabilirsin.
Çok düşünmeden ilk akla gelen anılardan birini seçin. Akla ilk gelenlerin vardır bir sebebi.
Bir sonraki randevuda görüşmek üzere!
Sevgiler
Bade
Giderayak Köşesi
Hayvan portrelerinden klasik müzik yazmışlar. Ne?
Princeton Üniversitesi boyama kitabı
Çok beğendim soruları :) İyi ki eklemişsiniz. Fotoğraflar da çok güzel olmuş. Elinize sağlık. Sevgiler,
Teşekkürler.